12 Haziran 2014 Perşembe
f) İbadetleri
Mandenler’in yaşantısı dinsel kurallarla sıkı bir disiplin altına alınmıştır.
Ruhun kurtuluşu için ibadet şarttır. Manden ibadetleri arasında en önemlisi
vaftizdir. “Masbuta”, “Tamaşa” ve “Rişama” biçimlerinde üç çeşit vaftiz vardır.
Tam vaftiz olan “Masbuta” bir din adamı gözetiminde akarsuya tümüyle dalıp
çıkma biçiminde uygulanır ve haftada bir kez pazar günleri yapılması
zorunludur. “Tamaşa” ise bir din adamı yardımı olmadan kişinin kendi başına
akarsuya üç kez dalıp çıkması işlemidir ve ancak kavga, küfür etmek, yalan
söylemek gibi dinsel bakımdan kirli sayılan eylemler sonrasında uygulanır.
“Rişama” ise İslam’daki abdeste benzer biçimde uygulanan bir vaftiz türüdür. Vaftizin
kesinlikle bir akarsuda yapılması gerekir. Mandenler, akarsuları Işık Evreni
ile ilişkili görürler ve onları “Yaşam Suyu” diye adlandırırlar. Haftada en az
bir kere uygulanan vaftizin dışında dinsel bayramlarda, evlilik, doğum, ölüm,
yolculuk gibi durumlarda da vaftiz uygulamaktadırlar.
İbadetler arasında çeşitli nedenlerle düzenlenen törenler ve yemekler de önemli
bir yer tutar. Ölüm sonrasında yapılan “Masiqta” adlı tören, ölen kişinin
ruhunun Işık Evreni’ne hızla ulaşması için uygulanır. Bu törende din adamları
tarafından hazırlanan özel yemekler, belirli ritüeller vasıtasıyla yenilir.
Ölüm dışında, rahipliğe giriş töreni (inisiyasyon) ve tapınağın temizlenmesi
gibi nedenlerle de ritüelik yemekler düzenlenir. Bu tür ayin yemeklerinden önce
din adamları tarafından güvercin ve koç kurban edilmesi de sık görülen
uygulamalardandır.
Üç kez gündüz ve iki kez gece olmak üzere günün belirli saatlerinde Işık
Kralına dua ederler. Bu dualar yüzler kuzeye dönülerek gerçekleştirilir.
Yılın belirli günlerini uğursuz kabul ederler ve böyle günlerde iş yapmamaya,
dışarı çıkmamaya özen gösterirler. Yılın belirli günlerinde de bayram yaparlar.
En önemli bayramları, bir tür bahar bayramı olan, beş gün boyunca kutlanan
“Panja” ya da “Parvania” bayramıdır.
Diğer gnostik geleneklerin aksine, Mandenler’de dünyadan elini eteğini çekerek
bir inziva yaşamı sürmek biçiminde uygulamalara yer yoktur. Her ne kadar
dünyanın kötü güçler tarafından yaratıldığına inansalar da evlilik, çocuk
sahibi olma ya da iş kurma gibi olaylara çok önem verirler.
Mandenler tapınaklarına “Mandi” adını verirler. Tapınaklar, genellikle bir
akarsu yakınında, kuzeye bakan, güney tarafında küçük bir kapısı olan,
penceresiz, basık bir kulübeden ibarettir. Bu yapının akarsuya bağlanan küçük
bir vaftiz havuzu vardır. Tapınak içinde herhangi bir döşeme ya da süsleme
bulunmaz, burada ibadet de yapılmaz. Mandi aslında Işık Evreni’nin küçük bir
modeli, bir simgesi olarak düşünülür. Mandilere yalnızca din adamları
girebilir. Onlar da sadece belirli zamanlarda girerler. Bu bakımdan Mandinin
bir tapınak olduğunu söylemek bile zordur; zira tapınaktan çok bir kült
kulübesi niteliğindedir.
Toplumsal
Yapı
Mandenler’de birbirinden kesin çizgilerle ayrılmış toplumsal kastlar mevcut
değildir. Bununla birlikte topluluk içinde dini törenleri yöneten bir din
adamları grubu bulunur. Kuramsal olarak bedence sağlam, soyunda bir sapkınlık
ya da dinden dönme olmayan herkes din adamı olabilir. Ancak uygulamada din
adamlığı babadan oğula geçen bir meslek gibidir.
Din adamı olacak kişiler uzun bir süre bir başka din adamı gözetiminde adaylık
ve öğrencilik dönemi geçirirler. Daha sonra düzenlenen bir inisiyasyon töreni
ile din adamı olurlar. Din adamlığı dört dereceden oluşan bir hiyerarşik yapıya
sahiptir. Yardımcı din adamlarına “Aşganda” adı verilir. Normal din adamlarına
“Tarmida” denir. “Ganzibra” derecesi ise yöresel baş rahiplik düzeyidir. En üst
dereceye “RişAma” adı verilir ve Manden topluluğunun önderi anlamına gelir.
Topluluğun tüm üyeleri kutsal elbise olan “Rasta”yı sürekli giymek zorundadır.
Rasta, uzun beyaz bir elbisedir. Rasta’sız ölmek, ölüm sonrasında büyük cezalar
getirecektir. Bu nedenle Mandenler, dış elbiselerinin altına daima Rasta’larını
giyerler.
Din adamları, Rasta’ya ek olarak, bazı özel eşyalar da kullanırlar. Bunlar
arasında en önemlisi sağ el küçük parmağında taşınan altın bir yüzüktür. Ayrıca
zeytin dalından yapılmış bir asa, ağzı ve burnu kapatacak biçimde başa sarılan
beyaz bir sarık ve saçları bağlamak için başa sarılan bir kurdele vardır.
Yalnızca din adamlarının giyebildikleri bu nesneler, din adamının ölümünde
kendisi ile birlikte gömülürler.
Topluluk üyeleri için bir dine kabul töreni yoktur. Manden bir aileden doğan
herkes topluluğun doğal üyesi olarak kabul edilir. Manden anne ya da babadan
doğmamış bir kimsenin topluluğa kabulu olanaksızdır.
Her topluluk üyesinin bir dünyalık adı, bir de gizli adı olmak üzere iki adı
vardır. Gizli ad, doğumda din adamları tarafından yapılan astrolojik hesaplar
sonucunda verilir. Bu gizli ad yalnızca topluluk üyeleri arasında ve dinsel
törenlerde kullanılır.
Her üyenin topluluğun gizlilik ilkesine uyması en önemli görevidir. Manden
dininin herhangi bir kuralı ya da öğretisini, Manden olmayanlara aktarmak en
büyük günah olarak değerlendirilir.
Günümüzde
Sabiiler
Günümüzde Sabiiler Dicle ve Fırat kıyıları, Irak’ın güneyindeki eski
Kuzistan’ın Karun Nehri Boylarında yaşamalarına rağmen büyük bir bölümü Bağdat
ve Basra’da yaşamaktadırlar. Sabiiler kendileri dışında kimseyle evlenmeyen
kapalı toplum olup Altın ve Gümüş işçiliğinde oldukça ilerlemişlerdir.Irak'ın
dışında İsveç,Avustralya,ABD gibi ülkelerdede yaşayan Mandaistlern Günümüzde
Dünya’da sayısı 30.000 kadardır
0 yorum:
Yorum Gönder